Ruhen ve bedenen kirlenmeden bir Ramazan yaşadık yıllar sonra.. Kaç zamandır unuttuğumuz kul hakkından, yetimi gözetmekten imtina ettiğimiz iyi hasletlerimiz tekrar bizimle buluşarak şahsiyetimize değer kattı. Ailemizle vakit geçirmenin, okumanın, aynı sofra etrafında birlikte oturmanın huzurunu yeniden keşfettik adeta. Ve daha nice güzel şeyleri yaşadık.
Yasak olmayan, günah olmayan, haram olmayan aynı zamanda topluma ve insanlığa umut aşılayan yüzlerce güzel haslet.. Bir hastalığın vermiş olduğu tedirginlik ile kibrimizden, hatalarımızdan haberdar olarak yaptığımız onca güzellik.. Evet, bu süreçte bunları yaşadık lakin her gün kendisine yüzümüzü dönerek namazlarımızı eda ettiğimiz Kâbe bize kapılarını kapattı. Sanki sadece Cuma namazlarına binaen inşa edilmiş camilerimiz ihmal edilen diğer günlerin burukluğu ile bizi bahçesine dahi almadı. Adına serpme dedikleri yarısı çöpe giden yüz çeşit yiyeceğin sunulduğu kahvaltılar. İftar niyetine gösterinin ve israfın zirve yaptığı sözüm ona İbrahim’i sofralar. Ve gönlümüzü kapattığımız gönül coğrafyamızda açlıktan ölen insanlar.. Etrafımızda çöpten yiyecek toplayan, zekâtımızda hakkı olan, fitremizde hakkı olan muhtaçlar... İhmal edilmiş akrabalıklar, ihmal edilmiş komşuluklar, huzur niyetine huzur evine bırakılmış anneler ve babalar. Havasını, suyunu, gök kubbesini kirleterek kendimizi de kirlettiğimiz bütün canlıların ortak mirası Dünya.. Ve daha niceleri.. Maalesef bunlar Müslümanlık konusunda hepimizin kendisini en iyi bir Müslüman olarak gördüğü, kavramlar ve söylemler ardına gizlenerek eylem Müslümanlığını ihmal ettiğimizin sonuçları...
Çünkü biz el emin olamadık.. Biz iyi örnek olamadık.. Adil davranamadık.. Emaneti ehline veremedik.. Maslahatçı bir tutum sergileyerek dürüst ve cesur bir Müslüman şahsiyetini ortaya koyamadık… Dünya malına olan bağlılığımız, makama olan düşkünlüğümüzden dolayı yeryüzü coğrafyasında vuku bulan onca zalimliğe kalben buğz bile edemedik. Çünkü biz Rabbimize olan düşkünlüğümüzü ihmal ettik. İnsanlığı yönetme sanatı olan siyaseti çıkarlarımız ve ikballerimizi yönetme sanatı yaptık.. Hülasa biz üzerimize düşeni hakkı ile yapamadığımız için bir ikazlar manzumesinin muhatabı olduk..
Evet, bir insanın katrilyonda bir ağırlığı bile olmayan bu virüs acziyetimizi, muhtaçlığımızı bize yeniden hatırlattı. Müslümanın alametifarikası, Müslümancılık değil, kavmiyetçilik, mezhepçilik değil, bireycilik değil, yaşamadığını yaşatma değil, makam ve mevki tevdi ederken adam kayırmacılık değil. Bunları elinin tersi ile iterek Allah’ın rızasının tecellisine vesile olmaktır Müslümanın alametifarikası. Evet, sağlık ve sıhhat bulma açısından temizliğimizi göz ardı etmeyeceğiz. Aklımızı, kalbimizi, vicdanımızı da temizleyerek ve bundan sonra da temiz tutarak ve yeniden Bismillah diyerek ve Alvarlı Efe Hazretlerinin temennisi ile sözü bitirelim… Hayırlı bayramlar..
Hüzn-ü keder def ola,
Dilde hicab ref ola
Cümle günah af ola
Bayram o bayram ola.