Millet neyi istiyor biliyor musun benim sevgili siyasetçim… En zirvesinde dahi olsan mevkiinin ve makamın; ama mütevazı ol… En tepesinde olsan da siyasetin, hobilerin olsun, sıra dışı bir meşguliyetin olsun…”Yahu el âlem ne der” kalıbına girmeden bizim gibi yaşa… Hayallerin olsun seni gülümsetecek, seni annelik, babalık, abilik arkadaşlık, dostluktan uzaklaştırmayacak şeyler yap… Bir sanat dalı ile uğraş, bir fidan dik, bir bağlama çalmayı öğren, şiir yaz; hiç yapamıyorsan kendi kendine bir türkü mırıldan… Kitap oku; oku ki bize aktaracağın, kalbimizi kazanacağın güzel cümlelerin olsun. Yazabiliyorsan bir kitap yaz, bizi aydınlatacak ve de senden izler bırakacak… Bak her şey daha da güzelleşecek… Siyasetin illaki kasvetli bir ortam olmayacağını, duvardan bir surete bürünmenin gerekli olmadığını göreceksin… Ve göreceksin naifliğinle, nezaketinle daha çok sevildiğini, daha çok istendiğini; çünkü sizleri seçenler olarak biz böyle yaşıyoruz… Hadi topla bütün cesaretini, boşalt omuzlarındaki kasvet yükünü, gel beraber hemhal olalım, gel beraber gülelim, gel beraber ağlaşalım, gel beraber “bir” olalım…
Tüm bunları yazarken bir İbrahim Kalın şahsiyetinin, hangi fikirden olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, hangi ideolojiyi benimsiyorsa benimsesin, toplum nazarında pozitif manadaki karşılığının güzel yansımalarını ortaya koyabilmek içindi… Ve buna halk olarak ihtiyacımızın olduğunu siz kıymetli siyasilerimize fark ettirmek içindi… Çünkü İbrahim Kalın siyasal kimliğinin yanı sıra bir Anadolu insanı gibi yaşıyor; yukarıda kısmen bahsettiğimiz iyi hasletlerin çoğunu şahsiyetinde barındırıyor ve bundan dolayı da çok seviliyor… Biz de sizi daha çok sevmek istiyoruz ve geleceğimiz olan çocuklarımıza örnek şahsiyetler olarak sizi göstermek istiyoruz…
“Haydi Bismillah” temennisi ile selametle kalınız...